YETİŞKİNLERDE ROMANTİK İLİŞKİ GELİŞİMİ VE KÖTÜYE KULLANIMI

Yayınlanma Tarihi: 13-06-2025

GİRİŞ

Romantik ilişki, sağlıklı ve işlevsel olduğu takdirde, fiziksel ve duygusal iyilik haline önemli katkıları olan bir yakın ilişki türüdür. Genç yetişkinlik döneminin önemli bir gelişim görevi, bir romantik ilişki kurabilmedir.

BAĞLANMA

İnsanların kendileri için önemli gördükleri kişilere karşı geliştirdikleri güçlü duygusal bağlardır. Bağlanma davranışı ise, bağlanılan kişiyle ilgili yakınlığı sağlayan ve sürdürmeye yardımcı olan her türlü davranış şekline verilen isimdir.

Yetişkin Bağlanma Stilleri: Dört yetişkin bağlanma stili vardır; “güvenli”, “saplantılı”, “korkulu” ve “kayıtsız”.

  • GÜVENLİ: Yüksek öz güven ve benlik saygısına sahiptirler. Kendilerini sevilmeye değer görürken, başkalarını da içten ve kabul edici olarak görmektedirler. Güvenli bağlanmaya sahip bireyler, eşlerine kolaylıkla yaklaşabilirler ve onlara bağlı olmaktan da mutludurlar. Terk edilme ve insanların onlara onların istediğinden daha fazla yakınlaşmaları yönünde kaygıları yoktur. Uzun süreli ilişkiler kurarlar; hem kendilerine hem de diğer insanlara duydukları saygı ve güven yüksektir. Diğer insanların iyi niyetli, iyi kalpli, güvenilir ve sevilmeye değer olduklarını düşünürler, stres altındayken sosyal destek ararlar. Eşlerine karşı olumlu, yapıcı ve iyimserdirler.
  • SAPLANTILI: Olumsuz benlik ve olumlu başkaları modelleri geliştirmişlerdir. Bu kişiler çok düşük kendilik değerine/ özsaygı sahiptirler. Yakın ilişki kurma eğilimindedirler, ancak ilişkilerinde kendilerini kanıtlama ve doğrulamaya yönelik davranışlar sergilerler ve yapışkan bir biçimde ilişki kurarlar. Eşlerini kendilerine yakın olmamakla suçlarlar. Terk edilme korkusu bu bağlanma stilinin en belirgin özelliğidir. Sıklıkla duygusal iniş çıkış yaşayan bireyler olarak tanımlanırlar. Kolayca aşık olma, aşırı kıskançlık ve kaygı mevcuttur.
  • KAYITSIZ: Olumlu benlik ve olumsuz başkaları modeli geliştirmişlerdir. Bu kişilerin yakın ilişkilerden kaçarak kendilerini korudukları inancına sahiptirler. Kendisini değerli hissetme ve sevilebilir olduğu duygusunu diğer insanlara karşı olumsuz duygularla birleştirirler. Bu kişiler özerkliği fazla vurgulayarak kendilerini değerli hissederler ve diğerlerine ilişkin olumsuz beklentileri dolayısıyla yakınlıktan kaçınırlar. Yakın ilişkilerden kaçınarak, hayal kırıklıklarına karşı kendilerini korurlar. Temas göstermeyen, yakınlık korkusu taşıyan ve mesafe koyan kişilerdir.
  • KORKULU: Olumsuz benlik ve olumsuz başkaları modelleri geliştirmişlerdir. Bu kişiler, hem düşük kendilik değerine ve öz güvene sahiptirler hem de diğer insanların reddedici ve güvenilmez olduklarını düşünürler. İnsanların genellikle iyi kalpli, iyi niyetli ve sevgiye değer olmadıklarını ve eşleri tarafından da sevilmediklerini düşünürler. Sosyal alanlardan uzak durarak başkaları tarafından reddedilme ihtimallerini düşürürler. Bu şekilde bağlananlar aslında kendilerini değerli hissetmek için diğerlerine son derece bağımlı olmalarına rağmen olumsuz beklentileri dolayısıyla yakınlık kuramazlar.
  • ROMANTİK İLİŞKİ:

Romantik ilişki, sağlıklı ve işlevsel olduğu takdirde, fiziksel ve duygusal iyilik haline önemli katkıları olan bir yakın ilişki türüdür. Genç yetişkinlik döneminin önemli bir görevi romantik ilişki kurabilmedir.

YETİŞKİNLİK DÖNEMİNDE ROMANTİK İLİŞKİLER:

Yetişkinlik dönemindeki romantik ilişkiler, genellikle daha kalıcı, derin ve bağlılık odaklıdır. Bu dönemde bireyler, duygusal yakınlık, sadakat ve güven temelinde uzun vadeli ilişkiler kurmaya yönelirler. Çoğunlukla aşkın olgunluk seviyesi bu dönemde artar; bireyler sadece romantik çekim değil, aynı zamanda yaşam ortaklığı ve birlikte gelecek kurma arzusu taşırlar.

Evlilik veya uzun vadeli partnerlik, yetişkinlikteki ilişkilerin temelini oluşturur. Bu tür ilişkilerde, çiftlerin arasında duygusal, entelektüel ve fiziksel bir uyum gelişir. Sternberg’in Üçgen Aşk Kuramı’na göre, bu dönemde ilişkiler daha çok bağlılık, yakınlık ve tutkunun bir dengesi üzerine kuruludur. İlişkilerde güven ve istikrar temel değerlerdir.

Yetişkinlik dönemindeki romantik ilişkilerde yoğun iş hayatı, partnerler arasında zaman ayırma ve ilişkiye yatırım yapma konusunda zorluklar yaratabilir. Bu dönemde çocuk sahibi olmayla birlikte ebeveynlik rolleri partnerlerle paylaşılabilir. İlişkinin dinamikleri, çocuk sahibi olduktan sonra değişebilir. Partnerlerin bu sürece uyum sağlama becerisi, ilişkinin geleceğini etkiler.

ROMANTİK İLİŞKİLERİN KÖTÜYE KULLANIMI:

Romantik ilişkilerin başlangıcında ya da süreç içerisinde ortaya çıkan istismarlardır. Fiziksel, duygusal, cinsel veya ekonomik şekilde ortaya çıkabilir. Partnerler arasında güç dengesizliği ve kontrol davranışlarının damgasını oluşturduğu durumlardır.

 

  • FİZİKSEL İSTİSMAR:

Fiziksel istismar, bireyin partnerine karşı acı vermek ya da yaralamak amacıyla sergilediği davranış, uyguladığı güç şeklinde ifade edilir.

Fiziksel istismara örnek olarak bireyin partnerine yumruk atması, tekmelemesi, ihtiyaç durumunda tıbbi yardım alınmasını engelleme sayılabilir. İstismar türleri arasında ilk ve en çok dikkat çekeni fiziksel istismardır. Bunun sebebi de fiziksel şiddete maruz kalan bireyin uğramış olduğu zararın gözle görülür şekilde olmasıdır.

  • DUYGUSAL İSTİSMAR:

Duygusal istismar, bireyin partnerine yönelik gösterdiği davranışların temelinde psikolojik açıdan zarar vermesi olarak açıklanmaktadır. Bununla birlikte duygusal istismar kapsamında sözel istismara da yer verilmektedir. Sözel istismar bireyin partnerine karşı kullandığı söz ve ifadelerin partnerini korkutma, sindirme ya da cezalandırma amacıyla sözel ifadeleri araç olarak kullandığı tür olarak ele alınmaktadır.

Duygusal istismar ve ihmal oldukça sık uygulanmasına rağmen fark edilmesinde, tanımlanmasında ve yasal olarak kanıtlanmasında diğer istismar türlerine göre daha fazla güçlükle karşılaşılmaktadır. Duygusal istismar veya psikolojik örselenme diğer tüm istismar biçimlerini şemsiye gibi altında toplar. Tek başına olabildiği gibi fiziksel ve cinsel istismarın hasarı ortadan kalktığında bile duygusal istismarın etkisi devam edebilir. Duygusal istismara bağlı hasarlar fiziksel istismar kadar zedeleyicidir, buna karşın bulguları daha gizlidir.

  • LOVEBOMBİNG:

Sevgi bombardımanı demektir. Genelde romantik ilişkinin başında görülür. İlk başlarda olumlu bir durummuş gibi görünse de psikolojik manipülasyona ve istismara yol açabilir. Uygulayan kişilerin amacı karşısındaki insanı elde etmektir. Bu sebeple birlikte oldukları kişiyi bağlamak için yoğun bir ilgiye maruz bırakırlar. Bağımlı hâli yüzünden ortaya toksik ilişki çıkabilir. Lovebombing belirtileri; hediyeler, iltifatlar, telefon görüşmeleri ve mesajlaşma vb. aşk bombardımanı uygulayan   özne, “yeterince   onaylanmadığı”   ve   artık   karşı   taraftan “beslenemediği” için sıkılıp, bir anda karşı taraf ile tüm iletişimi kesmek ister. Böylelikle kaçan kovalanır hesabı ile düşünen narsistik özne, karşı tarafa “ghosting” uygulamaya başlar.

  • GHOSTİNG:

Ghosting herhangi bir açıklama yapılmadan bir ilişkiyi bitirmeyi ve partnerin tüm ulaşım kanallarını kapatarak adeta bir yok olma eylemidir. Ghosting eylemini uygulayan birey ghoster, eyleme maruz kalan birey ise ghoster olarak anılmaktadır. Bazı bireyler ayrılık süreçlerini zorlayıcı bulduklarından dolayı bu süreci deneyimlemekten kaçabilirler. Hayal kırıklığına uğramak veya ayrılığa dair bir açıklama yapmak yerine partnerle temastan kaçınmak, modern romantik ilişkilerde nispeten yeni bir durum olarak görülebilmektedir. Tek taraflı ilişki sonlandırmaya yönelik bu kaçınma davranışları, aramalara veya mesajlara cevap vermemeyi ve partneri sosyal medya platformlarında takibi bırakmayı, arkadaşlıktan çıkarmayı veya engellemeyi içeren ve aniden biten romantik ilişkilerle ilgilidir. Bununla birlikte ghostingi diğer ayrılık stratejilerinden ayıran şey, net bir açıklamanın veya partnere ayrılığa dair bir bildirimin olmamasıdır. Birey mevcut ilişkisinin sonlandığını partneri ortadan kaybolduğunda anlar.

  • GASLİGHTİNG:

Bir psikolojik istismar biçimi olan gaslighting, failin, hedefteki kişinin zihinsel dengesini zayıflatmak ve kendisine bağımlı hale getirmek için kullandığı çeşitli manipülasyonlar kümesi   olarak   ifade   edilebilir. Fiziksel   bir saldırganlık söz konusu olmamakla birlikte fail, mağduru duygudurum, deneyim ve düşünceleri sebebiyle suçlayarak mağdurun kendinden şüphe etmesine   sebep   olur.   Gaslighting’de   istismarcı, kurbanın kafasını karıştıracak ve kendi akıl sağlığından şüphe duyacak şekilde kurbanını manipüle eder, onu düşmanca ve sömürerek taciz eder. Bu, istismarcının bilinçli olarak mağdura hafızasının, algılarının, tepkilerinin ve inançlarını sadece yanlış değil, delilik adı altında nitelendirilecek kadar temelsiz olduğu duygusunu uyandırmaya çalıştığı kötü niyetli bir güç taktiğidir.

  • NSEL İSTİSMAR:

Cinsel istismar bireyin partnerine karşı isteği olmadan zorlayıcı cinsel davranışlarda bulunması seklinde ifade edilebilir. Partnerini isteği dışında ya da korunmadan cinsel ilişkiye zorlaması, cinsel ilişkide partnerini aşağılayıcı ya da partnerinin istemediği davranışlarda bulunması cinsel istismara örnek olarak gösterilebilir.

  • EKONOMİK İSTİSMAR:

Ekonomik istismar, bireyin partnerini kendisine ekonomik olarak bağımlı kıldığı, sahip olduğu ekonomik kaynakları partnerine karşı bir yaptırım gücü ya da tehdit aracı olarak kullandığı türdür. Bireyin partnerinin ekonomik özgürlüğe sahip olmasını engellemek, iş hayatında olmasını istememek ya da partnerini istemediği bir işte çalışmaya zorlamak ekonomik istismara örnek olarak gösterilebilir.

Amaç: Romantik ilişkilerin kötüye kullanımı hakkında farkındalık yaratmak.

 

Akpınar, G. ve Dündar, H. (2015). Üniversitede psikolojik danışmanlık el kitabı. İçinde F. Yurtseven ve M. Paker (Eds.), Üniversite gençliği döneminin gelişimsel özellikleri ve psikolojik zorlukları (ss. 18–35). İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Arnett, J. J. (2000). Emerging adulthood: A theory of development from the late teens through the twenties. American Psychologist, 55(5), 469–480.

Atak, H. (2020). Yaşamda yeni bir evre: Beliren yetişkinlik – Doğum öncesi, bebeklik, çocukluk, ergenlik, beliren yetişkinlik, yetişkinlik, yaşlılık (1. baskı). Ankara: Pegem Akademi.

Atak, H., ve Taştan, N. (2012). Romantik ilişkiler ve aşk. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 4(4), 520–546.

Atakay, C. (2014). Romantik yakın ilişkilerde şiddetin öncülleri. Nesne Psikoloji Dergisi.

Bayhan, P. ve Işıtan, A. G. S. (2010). Ergenlik döneminde ilişkiler: Akran ve romantik ilişkilere genel bakış. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 20(20), 33–44.

Engels, R. C., Kerr, M. ve Stattin, H. (Eds.). (2007). Friends, lovers and groups: Key relationships in adolescence. John Wiley ve Sons.

Esen Öngün, G., Yardım, H. ve Demir, M. (2023). Psychological violence, relationship authenticity and the meaning of marriage in romantic relationships. International Journal of Social and Humanities Sciences, 7(3), 93–118.

Eşici, H. ve Özbay, Y. (2020). Beliren yetişkinlikte romantik ilişki kalitesi ile bağlanma ilişkisinde psikolojik ihtiyaçlar ve zedelenmiş otonominin aracı etkisi. 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum, 9(26), 267–288.

Kılıç, M. (2016). Gerçek yaşam tadında: Gelişim dönemleri 2 – Erinlik ve ergenlik (2. baskı). Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık.

Kumcağız, H., Orak, O. S. ve Şahin, C. (2018). Üniversite öğrencilerinin romantik ilişkilerinde algıladıkları istismarı yordamada algılanan anne baba tutumları ve boyun eğici davranışlar. MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 7(2), 389–399.

Nemelioğlu, S. B. (2011). Ergenlikte romantik ilişkiler. [Yayımlanmamış çalışma].

Saraç, H. (2021). Genç yetişkinlerin romantik ilişkilerde yaşanan istismar davranışlarına ilişkin görüşleri. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kadın ve Aile Araştırmaları Dergisi, 1(1), 26–40.

Yazgan İnanç, B. (Ed.). (2019). Gelişim psikolojisi II: Yetişkinlik, yaşlılık ve ölüm. Ankara: Pegem Akademi.

Yılmaz, H. (2018). İnsan ilişkilerinde manipülasyon ölçeği. MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 7(4), 255–268. (sayfa sayısı varsayılmıştır, kontrol edilmesi gerekebilir)

Zimmer-Gembeck, M. J. (2002). The development of romantic relationships and adaptations in the system of peer relationships. Journal of Adolescent Health, 31(6), 216–225.

 


Font Boyutunu Değiştir
Kontrast